Göz Tedavilerinde Malpraktis ve Tazminat

Göz Tedavilerinde Malpraktis ve Tazminat

Göz içi enjeksiyon ve lazer ameliyatı tedavilerinde gerçekleşen tıbbi uygulama hataları nedeniyle, göz tedavilerinde malpraktis ve tazminat davası açmak için avukat bilgilendirmesi

Halk arasında göz çizdirme olarak da bilinen lazer göz ameliyatı göz merceği ve retina gibi göz dokularının miyop, hipermetrop ve astigmat gibi kırma kusurlarının giderilmesi için uygulanan tedavi yöntemlerinden birisidir. Göz tedavilerinin önemli bir kısmını oluşturan refraktif cerrahi kapsamlı ve detaylı tetkikler içeren ve son derece dikkat gerektiren tedavilerdir. Göz çizdirme ameliyatı ya da göz lazer tedavisi uzman göz doktoru ile gerçekleştirilmekte, tedavi öncesi ve sonrası hastanın bilgilendirilmesi son derece önem arz etmektedir. Hasta göz lazer tedavisi öncesi hem muhtemel komplikasyonlar hem de tedavi süreci hakkında kapsamlı olarak aydınlatılmalıdır.

Lazer ile göz tedavilerinde göz doktoru olarak anılan uzman hekim hastayı tedavi, operasyonun başarı oranı ve tedavi sonrası uygulamalar hakkında kapsamlı olarak bilgilendirdikten sonra hastanın göz yapısına uygun olan lazer tedavisini uygulamalıdır. Göz lazer tedavilerinde yanlış göze muamelede bulunulduğu dahi görülmektedir. Bu nedenle hasta öyküsü iyi alınmalı ve tedavi öncesi göz problemi ve tanımlaması, hastanın sağ ya da sol olarak nitelendirdiği gözün hekim ve sağlık çalışanı tarafından doğru anlaşılması ve kastedilen gözde ve tedavide mutabık kalınarak hata olmaksızın tıbbi müdahalenin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Nitekim refraktif cerrahinin uygulanması için hastanın uygun göz yapısını haiz olması gerekmektedir. Uygun göz yapısına sahip olmayan hastaya refraktif cerrahi uygulandığında tedavide endikasyon koşulunun yer almaması ve hatalı teşhis nedenleri ile bu tıbbi müdahale malpraktis konusu olabilmektedir.

Göz doktorunun deneyimi ve lazer göz ameliyatı konusundaki tecrübe ve uzmanlığı kadar tedavinin kişiye özel medikal gereçler ve sarf malzemeler ile steril ortamda gerçekleştirilmesi de son derece önem arz etmektedir. Bu hususların eksik olması ya da göz ardı edilmesi göz tedavisinde tıbbi uygulama hatasının vuku bulması ihtimalini ciddi oranda artırmakta, hasta için son derece önemli olan görme duyusunun ciddi şekilde azalması veya kaybolması ile sonuçlanabilmektedir.

Göz içi enjeksiyon tedavisi halk deyişiyle göz iğnesi tedavisi ise gözle ilgili hastalık ve rahatsızlıklarda yaygın başvurulan bir tedavi yöntemidir. Göz iltihapları, sarı benek hastalıkları, şeker hastalığı dolayısıyla oluşan diğer göz rahatsızlıkları, retina tıkanıklığı nedeniyle makula ödemi, miyop dolayısıyla sarı benek oluşumu durumları,  sarı benek kanaması hastalıkları, bazı neovasküler glokom hastalarına uzman doktorun kararına bağlı olarak göz içi enjeksiyon tedavisi uygulanabilir.

Gözün içine uygulanacak tedavide iki önemli protein işlev görür. Birisi; VEGF proteinidir. Bu gözün içerisinde bir hastalık tehdit durumu algılandığı zaman salgılanan ve yeni damarlar oluşturarak bu durumla baş etmeye çalışan proteindir. Diğer önemli olan ise adından da anlaşılacağı üzere tam tersi etkiyi oluşturabilmek için salgılanır;  anti-VEGF proteinleridir. Bu iki protein de göz içi enjeksiyon tedavilerinde oldukça önemli yapıtaşlarıdır. Göz içerisinde oluşan yeni damarlar veya hastalık sonucunda meydana gelen sarı nokta, damar, retina ve doku kalınlaşması ve şeker hastalığı sonucunda oluşan ağ tabakası oluşumu gibi durumların görme kayıpları neticesinde körlüğe neden olmaması için kullanılması gerekmektedir. Böylece rahatsızlık göz içerisindeki yeni oluşumların önünün kesilmesi ve engellenmesi hedeflenmektedir. 

Her tedavide olduğu gibi bu iki proteini içeren göz içi enjeksiyonlarının da uygulanması tedavisinde de titizlikle ve profesyonellikle uygulanmalı ve amaca yönelik olması hedeflenerek tedavi başarı ile sonuçlandırılmalıdır. Tedavinin başarı ile ulaşamaması komplikasyonun gelişmesi nedeniyle olabilmektedir. Hekim veya hastanenin kusuru olmaksızın bir tıbbi uygulamada istenmeyen sonuçlar meydana gelebilir. Göz içi enjeksiyon tedavilerinde de hasta metabolizmasına bağlı olarak komplikasyonların oluşma ihtimali vardır. Komplikasyon ihtimali konusunda hasta mutlaka açıkça bilgilendirilmelidir. Yeterli bilgilendirme yapılmadan hastadan onam alınması durumunda hekimin komplikasyon nedeniyle sorumlu tutulması mümkündür.

Göz iğnesi tedavileri doktorun hatasından, hastanın hastalığının tespiti ve uygulanacak tedavinin doğru belirlenmesi gerekmektedir. Tedavi doğru belirlenmediğinde tıbbi uygulama hatası nedeniyle hastada ciddi bir bedensel zarar oluşabilir. Yanlış ilaç, yanlış enjeksiyon uygulanması, steril olmayan ortam ve araç ve gereçle uygulanması tedavi etmekten uzak ve hatta hastada kalıcı veya geçici ciddi hasar ve zarara neden olabilmektedir. Bu durumda tıbbi uygulama hataları nedeniyle hasta görme kaybı yaşayabilir, uzun süreli bedensel acılar ve manevi ızdıraplar çekebilir, bağ ağrısı gibi başka türlü sağlık problemleri yaşayabilir.

Bir kişinin herhangi bir organında veya vücudunun herhangi bir bölgesinde çok kısa da olsa bir hastalık, rahatsızlık veya görüntü bozuklukları olması dahi kişiyi ciddi bir sağlık problemi doğurarak hastanın diğer sağlık durumlarını dahi fazlasıyla etkileyebilecetir.  Bu problemlerin bir kısmı, hekim yükümlülüklerini ihlali nedeniyle, teşhis tedavi ve aydınlatma hataları şeklinde tıbbi uygulama hataları olabilecektir. Tıbbi hatanın tedavi amacıyla gidilen bir hastane tarafından veya doktor eliyle gerçekleşmiş olması yani göz tedavisinde malpraktis durumu söz konusu olabilmektedir. Malpraktis yani tıbbi uygulama hataları ile tazminat davaları hakkında daha detaylı bilgiye Malpraktis nedir? başlıklı yazımızdan ulaşabilirsiniz.

Tedavi sürecinde ve sonrasında öncelikli olarak yapılması beklenen şey hastanın sıkı bir gözlem ve takip altında tutulması, durumun anlaşılıp gereken doğru tedavinin uygulanmaya başlanmasıdır. Kişinin sağlıklı duruma getirilmeye çalışılması hem kişinin çektiği sıkıntılı ağrılı veya acılı durum sonlandırmaya çalışılmalıdır. Bu uygulama hekimlerin (konu özelinde göz doktoru) yükümlülük ve vazifeleri arasındadır.

Tüm bu göz tedavisi süreçlerinde komplikasyon mu malpraktis mi olduğunun belirlenerek göz doktoruna dava açma kararı verilmesi  hastaların daha sonra oluşabilecek müsbet veya menfi her durumu gözeterek bilinçli bir şekilde hak arama ve bu yolda da ispat kolaylığı açısından tecrübeli ve bilgili avukatla yol alması, her adımda bu tecrübeye danışarak ilerlemesi, hak kaybına uğramamak için çok önemlidir. Zira tıp alanında ve sağlık konularındaki hukuki ihtilaflar diğer hukuki ihtilaflardan ayrılmakta ve münhasır bir özellik arz etmektedir.

Türk Hukukunda hasta hakları, içtihat ve kanunlarımızda birçok konuda detaylı ve sağlam bir şekilde yerini almış olsa da uygulama aşamasında ve mahkeme süreçlerinde vakıaların açıklanması ve ispat edilmesi ciddi anlamda güç olabilmektedir. Zaten zor durumda olan ve sağlığını etkileyen konularla mücadele eden hastalar, tıbbi terimler ve hekim uygulamaları konusunda bile açık açık bilgilendirilmediğinden, sahip olduğu hukuki hakları kullanamamakta veya kullanmaya çalıştığında usuli konularda ciddi anlamda zorlanmaktadır. İşte bu kısımda henüz tedavi sonlanmamış olsa da ilerideki hukuki süreçte daha az sorunla karşılaşmak adına vakit kaybetmeden sağlık hukuku ve tıp hukuku konusunda deneyimli bir avukat bulup danışarak haklarını da korumaya çalışması gerekmektedir.

Göz tedavileri neticesinde malpraktis durumunda maddi ve manevi olarak kayba uğrayan kişiler açacakları maddi tazminat davası ile maddi zararlarının tazminini, görme bozukluğu dolayısıyla uğradıkları manevi zarar için de uygun bir miktar manevi tazminat talep edebileceklerdir. Yaşanan ve maalesef ki ileriki aşamalarda da yaşanabilecek olan tüm bu hatalı tedavi sürecinin sonunda hukuki hakların kullanımı konusunda alanında uzman ve tecrübeli bir avukat ile çalışmak önemlidir. Göz tedavisi gören hasta, sahip olduğu yasal hakları konusunda ve ilerideki hukuki süreç aşamasında sağlık hukuku alanında faaliyet gösteren bir avukat tarafından hukuki destek almalı, açacağı davada avukat ile süreçlere, iddia ve taleplere birlikte karar vermelidir.

Mesaj Bırakın

İletişim Bilgilerimiz

Mail Yazın mail@istlegal.com

Bize UlaşınIstiklal Cd. No: 189/9-2 Taksim 34433 Beyoglu / Istanbul

Hemen Arayın +90 (530) 100 90 89

Bu sayfayı paylaş :