Koronavirüs Nedeniyle İş Kazası

Koronavirüs Nedeniyle İş Kazası

İşçi (hekim, personel, sağlık çalışanı) çalıştığı işyerinde (hastane, klinik) koronavirüs nedeniyle iş kazası olarak enfekte olur veya ölürse işveren tazminat ödemek zorunda kalır.

Sağlık çalışanları ile ilgili Covid-19 ilişkili bir enfekte durumunun iş kazası mı yoksa meslek hastalığı mı olarak ele alınacağı uygulamada ve doktrinde bir süredir tartışılagelmiştir. Güncel olarak, sağlık çalışanlarının koronavirüs enfeksiyonu meslek hastalığı olarak kabul edilmekte, hastanede çalışan hekimler, hemşireler, temizlik personeli gibi çalışanların hastane ortamında virüse yakalanmış olmaları halinde, bu durum meslek hastalığı olarak ele alınmaktadır.

Fakat örneğin sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışan (güvenlik, hizmetli, şoför, sekreter vb.) birinin solunum yollarına, göz mukozasına ya da açık yaralarına hastanın öksürük, hapşırık ve diğer vücut sıvılarının sıçraması ya da bulaşması hallerinde, ayrıca covid 19 tanısının konması beklenmeksizin, derhal iş kazası bildirimi yapılmalıdır. Bu yazıda sağlık çalışanları bakımından iş kazasının ne olduğu, sebep ve sonuçları üzerinde durulmuş olup, meslek hastalığı sayılması hakkındaki ilgili yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Koronavirüs salgını nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı'nın direktifleri doğrultusunda alınan önlemler ve verilen sağlık hizmetleri kapsamında hayatın birçok alanında sosyolojik yeni tecrübeler edinmekteyiz. Böylesine sıkıntılı bir zamanda faaliyet gösteren işçilerin ve bilhassa insan sağlığını ve yaşama hakkını korumak adına mücadele veren sağlık çalışanlarının risk altında oldukları ve risk dolayısıyla hukuki haklarının ve zarara uğradıklarında hukuki taleplerinin ne olduğunu bilmek en tabii haklarıdır.

Görülen iş ve mesleğin ifası dolayısıyla viral enfeksiyona maruz kalınması ile karşılaşılan ihtilaflara ve zarar durumlarına yasal çözüm üretmek ve hak arama yollarının işletilmesi Tıp Hukuku, İş Hukuku, Sağlık Hukuku ve İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatı kapsamında mümkündür.

Koronavirüs testi pozitif çıkan bir hastanın testi gerçekleştirilmesinden karantina uygulamasına, solunum cihazına bağlanmasından diğer her türlü tıbbi desteğinin sağlanmasına kadar birçok tıbbi uygulamada sağlık çalışanlarının Covid-19 virüsüne karşı aldığı önlemler yetersiz kalabilmektedir. Maske, gözlük, tulum ve dezenfektanın titiz kullanımı halinde dahi alınan önlemlerin sağlık çalışanlarını %100 korumadığı bilinmektedir.

İş Kazası nedir?

Viral enfeksiyon da dahil olmak üzere bir kaza durumunun iş kazası sayılabilmesi için sigortalı çalışanın işyerinde bulunduğu sırada;

  • Yürütülmekte olan iş nedeniyle veya,

  • Çalışanın işyeri dışında başka bir yere gönderilmesiyle asıl işini yapmadan geçen zamanlarda,

  • Emziren kadının (4-a kapsamında) İş Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında çocuğuna süt vermek için geçen zamanlarda,

  • İşverence sağlanan bir taşıtla yapılan işe gidiş geliş sırasında meydana geldiyse,

Bu durumlardan ötürü çalışan hemen veya sonradan bedenen veya ruhen zarara uğrayan bir olay geçirmesi, iş kazası olarak nitelendirilmektedir.

Virüs nedeniyle ölüm veya sağlık sorunu yaşanması iş kazası sayılır mı?

İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatında viral enfeksiyon konusunda doğrudan bir hüküm bulunmasa da içtihat doğrultusunda iş kazası sayıldığı görülmektedir. Yargıtay 2009 tarihli bir kararında Ukrayna’ya tır şoförü olarak giden bir işçinin H1N1'e (domuz gribine) yakalanması ve döndükten bir süre sonra da hastalık geçirerek vefat etmesini, zarar derhal ortaya çıkmasa da illiyet bağı gerekçesiyle domuz gribine enfekte olma durumunu açıkça iş kazası olarak nitelendirmiştir.

Fakat iş kazalarında iş kazası bildirimi yani yaşanan kaza olayının aktarılması önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık çalışanı veya sağlık hizmetlerinde çalışan (güvenlik, hizmetli, şoför, sekreter vb.) birinin solunum yollarına, göz mukozasına ya da açık yaralarına hastanın öksürük, hapşırık ve diğer vücut sıvılarının sıçraması ya da bulaşması hallerinde, ayrıca covid 19 tanısının konması beklenmeksizin, derhal iş kazası bildirimi yapılmalıdır. Fakat sağlık çalışanının görevinden dolayı nasıl enfeksiyon kaptığının an olarak tespit edilemediği durumlarda enfekte olma durumunun iş kazası yerine meslek hastalığı olarak değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Zira meslek hastalığı bildirimi, tıbbi bir durum tespiti olarak değerlendirilmektedir.

Peki, sağlık çalışanlarının Covid-19 'a bağlı ARDS ve Sepsis geçirip yoğun bakımda yatması halinde sağlık çalışanının işverenden veya idareden (devlet hastanesi veya kamu çalışanı ise devletten) hukuki talepleri ne olabilir?

Hekimler ve sağlık çalışanları için böyle bir enfekte durumunun nasıl geliştiği hususu ile tutanak tespit ve bildirimler önemli olup, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle işverenden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilmeleri mümkündür.

Covid-19 özelinde kamusal seferberlik ve halk sağlığı meselesi ile hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının çalışma zorunluluğu olduğundan bahisle (nitekim ceza hukuku açısından da) hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının tehlikeye göğüs germe yükümlülüğü söz konusudur. Buradan hareketle sağlık çalışanlarının iş kazası konusundaki durumu kusur konusunda farklı gerekçelendirilebilecektir. Henüz bu konuda bir içtihat oluşmadığını belirtmek gerekir fakat dikkat edilmelidir ki hekimler ve diğer sağlık çalışanları hukuki müeyyideye bağlı olarak idari bir zorlama sonucu riskli bir görev yapmak durumunda kalmaktadırlar. Dolayısıyla iş kazası şeklinde ortaya çıkan zarar konusunda da risk paylaşılmalı ve zararın tamamı doğrudan devlet tarafından üstlenilebilmelidir.

Dolayısıyla sağlık çalışanının riskli görevi ifa kapsamında Covid-19'a bağlı ARDS ve Sepsis geçirip yoğun bakımda kalması halinde bu durum iş kazası yerine meslek hastalığı sayılacaktır. Hekim ve diğer sağlık çalışanları hastanede kaptığı koronavirüs nedeniyle vefat eder veya kalıcı sağlık sorunları yaşarsa işveren hastane, sağlık merkezi veya devlet aleyhine bu zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir.

İş kazası durumu için, özel hastanelerde görevli sağlık çalışanları bakımından özel hukuk sorumluluğu kapsamında İş Mahkemelerinde görülecek bu dava için arabuluculuk bir dava şartı değildir. Kamu doktorları ve kamuda çalışan diğer sağlık çalışanları için de İdare'ye başvurulacak, İdare'ye karşı tazminat talepleri İdare Mahkemelerinde görülecektir.

Bunun yanı sıra belirtmek gerekir ki, işe yeni başlayan bir günlük işçi dahi (işe yeni başlayan bir sağlık çalışanı, asistan hekim, taşeron temizlik görevlisi veya hasta bakıcısı olabilir) iş kazası nedeniyle yaşamını yitirirse yakınlarına ölüm geliri bağlanır. İş kazası dolayısıyla sakatlanan kişiye (Örneğin Covid-19 nedeniyle kalıcı sağlık sorunu yaşaması halinde), çalışma gücündeki kayıp oranına göre kendisine sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.

Ayrıca iş kazası nedeniyle bir çalışanın vefat etmesi halinde işçinin (sağlık çalışanının) yakınlarına son 3 aylık prime esas kazanç göz önünde bulundurularak gelirin yüzde 70’i oranında ölüm aylığı ödemesi yapılır. İş kazasında vefat eden kişinin prim günleri ölüm aylığı bağlanması için yeterli ise ölenin yakınlarına ölüm geliri ile birlikte ayrıca ölüm aylığı da ödenir.

İşveren hastanede, klinikte veya çalışma ortamında gerekli bütün önlemleri aldığını iddia ederek iş kazasına bağlı sorumluluklarından kurtulabilir mi?

Burada illiyet hususu değerlendirilerek, Covid-19 nedeniyle zarar gören sağlık çalışanının görevi ifası ile illiyeti olduğu gözetilmelidir. Dolayısıyla sağlık çalışanının enfekte hastalar ile bağlantısı da virüsün yayılması ile illiyet oluşturduğundan bu iddia karşısında işveren (idare) virüsün işyerinde (hastanede, klinikte) çalışana bulaşmadığını ispat etmekle yükümlü olacaktır. Kural olarak iş kazalarında işçinin kusurlu olması tazminatı ciddi oranda etkileyebilmektedir. Fakat yine belirtmek gerekir ki pandemi dolayısıyla toplumsal olarak tecrübe edilecek böylesine bu konuda henüz bir içtihat oluşmuş değildir. Neticeten koronavirüs vakası özelinde sağlık çalışanları bakımından kusur sorumluluğu ve kusursuz sorumluluk müesseseleri geçmiş içtihatlar göz önünde bulundurularak pandemi gerçeği ve sağlık çalışanlarının çalışma koşulları da gözetilerek yeniden değerlendirilmelidir.

Sağlık Çalışanının Koronavirüs Enfeksiyonu Meslek Hastalığı Kabul Edilmektedir

Yukarıda açıklananlar doğrultusunda işyerinde koronavirüs kapması dolayısıyla sağlık çalışanı işçinin sağlık sorunları yaşaması veya vefat etmesi halinde durum mevzuatımız kapsamında meslek hastalığı olarak değerlendirilecektir. Bunun yanı sıra sağlık çalışanlarının Covid-19 enfeksiyonu sonrası iyileşmesi halinde dahi uzun yıllar sonra bu enfeksiyon nedeniyle kalıcı sağlık sorunlarının yaşaması ve tespiti halinde, böylesine bir durumun meslek hastalığı sayılacağı görüşü de güncel olarak tartışılmaktadır.

Henüz bir içtihat oluşmadığı, yargıda karar birliğine varılmadığı ve Covid-19'un teşhis ve uzun dönem etkileri konusunda da belirsizliklerinin bulunması hususları gözetilerek, virüsün işyerinde kapılmadığı konusunda ispat külfeti işveren üzerinde kalmaktadır. İşçinin sağlık çalışanı olması halinde ise kusura dair değerlendirmede farklılık oluşabilecek, riskli görevi ifa kapsamında ele alınarak devlet hastanesinde veya özel hastanede yahut özel klinikte çalışan doktorlar, hekimler, diğer sağlık çalışanları (mevzuat uyarınca işçiler) bu kapsamda İş Kazası ve Meslek Hastalıklarına bağlı olarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceklerdir.

Mesaj Bırakın

İletişim Bilgilerimiz

Mail Yazın mail@istlegal.com

Bize UlaşınIstiklal Cd. No: 189/9-2 Taksim 34433 Beyoglu / Istanbul

Hemen Arayın +90 (530) 100 90 89

Bu sayfayı paylaş :